Biz Bu Filmi Görmüştük

Mert Turak (Nezih) Beni Böyle Sev'den ayrılmış. Dizinin en sevilen karakteri olması bir yana senaryoda da kritik bir rol üstleniyordu. İzlediğim bir dizide böyle bir şey olması ilk değil....  Bu duruma benzer bir durum günlük dizi Bizim Evin Halleri'nin kanal değiştirmesi sırasında olmuştu.
    Misket (Berfu Öngören) ' in ayrılmasıyla başlamıştı her şey.... Yaz için ara verdiğinde olmuştu olanlar, dizi kanal değiştirmiş ve Misket ayrılmıştı. Sezon finalinde ne güzel evlenmişlerdi. Mutlu aile tablosu falan derken çatt... Sezonun ilk  bölümüyle şoka girdik. Misket çocuğunun doğumu sırasında ölmüş, Rüzgar'da kendini tamamen kaybedip garip garip sinir krizleriyle, kinle nefretle dolmuştu. Diziden sadece bir kişi ayrılmamıştı. Dizinin kimyası bozulmuştu. Namide'nin, İsmet'in uzun garip nutuklarına maruz kalıyorduk.Hele sinirli İsmet  olmuyor be abi....  Safa Neva  ikilisi bile garip garip entrikalara girmişti. Bu durum yüzünden yılların dizisi yok oldu.
   Senariste önerim bari öldürme arkadaşım....  Öldürdüler  ne olduğunu gördük, Üzüntü komasına girdiler.  Siz üzüntü komasına girmeyin bari. Biz oyunculara bağlı değiliz diyorsanız o işin kralı Bizim Evin Halleri'ydi.. Dizi her gündü bir kere arkadaşım... Evet ne diyelim herkes için hayırlı olması dileklerimle!

İnsan Nasıl Değişir 2 ----- Çelikten Sözler

Bu sefer daha da eskiye gidelim. Gebze semalarına  gidelim. İlkokul günlerime gidelim. Hadi o zaman :
  Gebze Koleji İstanbul' daki kolejlerin aksine geniş bahçesi devasa binalar ve ilçenin en iyi emekli sınıf öğretmenlerini içinde toplaması da cabasıydı. Ben de tabiki oraya gidiyordum. Orada 2. sınıfa giderken okulun yan tarafında çim saha açıldı. Eve halı değil çim saha... Bu çim sahada deparı, frikiki öğrendim. Hız sonunda etkiliydi. Neyse bu şekilde beden dersleri ve bazı diğer derslerde maç yaparken hayat devam ediyordu.  Bir gün öğle tenefüsünde boştu çim saha biz de hemen koştuk tabi. düşünmedik ki niye oynamıyor millet yağmuru ve dahi çamuru aklımıza bile getirmedik.  Başladık oynamaya; ben her zamanki gibi heyecanlı mizacımın etkisiyle attığım ilk deparda yere düştüm. Üstüm başım her yerim çamur olmuştu. BİR dakika sonra  bir kişi daha düşünce anladık ve oynamayı bıraktık. Ben sahadan çıkarken bir kez daha düştüm. Savaş filmlerindeki askerler gibiydim. Bu şekilde derse girdim ilk 2 ders ingilizceydi . Sonraki 2 ders ise sınıf öğretmenimiz canımız ciğerimiz Çelik'in dersiydi. Sınıf öğretmenini her çocuk gibi sever , sayar her dediğini yapardım. Taa ki o sözlerini kadar o gün inadına  Anıl hariç herkes güzel kıyafet giymiş. Bir tek Anıl kötü çocuk, ben, hocam düştüm dememe rağmen bir şey demedi.
   O gün anladım ki insanlar şekilci, vurdumduymaz, pragmatik...  Bir küçük çocuğun düşmüş olmasına bile tahammül edemiyorlar. Ardından bir yıl 23 Nisan'da serbest kıyafet giymeyi unuttum, o günde o çelikten hançerlerini kulağıma soktu.
   O günden sonra daima pejmurde giyinmeye başladım. Zaten bir düşmeye bakıyor algınız ne yaparsanız yapın... Arkadaşlar dikkatli olalım. Hayat düşmeye gelmez!

Merak

Merak nedir? Bazıları içgüdüseldir der , bazıları içgüdü der , bazılarını zihinsel temellendirmede bulunur... Hayvanlarda da olan bir şeydir. En beyinsiz insanlarda bu merak ciddi boyutlardadır.  İlerleyen yıllarda zihinsel kilitlerle kilitleriz beynimizi... Bazıları bunu öyle bir seviyeye çekerler ki hiç bir şeyi düşünmemek zorunluluğla karşı karşıya kalırlar.
    Bu bağlamda hep zeki kişiler merak eder derler. Hayır zeki kişi dediğimiz insan topluma uyum sağlamış insanlardır. Gerçek zeki insanlar yapar bunu, o işte uyumsuz, ayrık otu dediğiniz tipler.... Bütün böyle insanlar merak eder. Kendini tutamaz. Ben her gittiğim sosyal ortamda böyle insanları ararım. Farklı şeyleri yapan insanları, birilerini dinlemeyenleri, sürü olmayanları ve genel manada (şapkalı a kalktı mıydı?) bulurum.

   Son yaptığımda da yanılmadığımı biliyorum. Sevgili yalan seven sinirli kardeşim.... Bloggerın istatistik paneli olduğunu unutuyor. Ne diyelim ya ben deliyim ya bloggera son zamanlarda eski telefon akını oldu. O zaman Ela' dan  gelsin inkara meyilli....

Mütemadi Lamalık

Ebru Gündeş'in OSES Türkiyedeki açıklamalarını herhalde bir güruh canlı dinlemiştir. Çiğköfteci ismiyle yarışma programı yapan şahşın programını izlememe yönünde kararlarım var tabiki....  Oses'i iyi biliriz arkadaş hiç kimse oses nedir bilmezken yiyenlerdeniz ( e tabi oturduğumuz yer hasebiyle) ....
  Konuya gelirsek bazıları timsah gözyaşları, yerken gülüyordun, sen istedin bunu, hiç mi bakmadın..... Gibi cümleler sarf edildi. Söz konusu konuşmada kadın kocam suçsuzdur demiyor zaten. Bu günler geçecek diyor. Konuşmaya o çalışarak gelmiş ama siz nefrete tembellikle geldiniz. Bu hayatı o tercih etti diyen abilereyse sözüm ; bunun neresini insan ister. Sanki Ebru Gündeş evlenmese at alamayacaktı, pahalı hediyelere ulaşamayacaktı. Biraz tutarlı olalım. Ama tabii işi abartıp kefil de olmayalım.

İsimli Kola Faciası

Kola ölüm getirdi. Hasan (33) çöp kutusunda gördüğü Kolanın üzerindeki Selim yazısını görünce karısını bıçakladı. Kadın oracıkta öldü. Olay sonra anlaşıldı. Kolayı 7 yaşındaki kızı Selin'e aldığı anlaşılan anne bir garip reklam kampanyası yüzünden ölüyordu. 

Olay tamamen uydurmadır.

Ancak böyle şeyler yaşanmayacak demek abesle iştigaldir. Ne diyelim böyle şeylerin yaşanmaması dileklerimle....

Not= Tembel Selin alırlarken söylediği gibi Selim'in M'sini boyasa bunlar olmayacaktı.

Notlar

• Muzaffer İzgü'nün gezi kitabı varmış. Abi bu işte paraolduğunubilsek biz de karalardık ya. Anneanne serisini okumuştum kendisinin komikti tamam ama geçti o günler abi.
• Ayna'nın EFTALYA şarkısı ne güzelmiş.
• Huzur Sokağı dizisini izleyen son kişiye atv liyakat madalyası takmış. Bu dizi niye bitmez arkadaş
• Kirazlı'da yaşayan insan olmadığından kıllanıyorum.
• Yabancı dil öğrenmek zor arkadaş... Kurduğun cümlenin basitliğine bakarken kendinden iğreniyorsun.
• Ayrton Senna'nın  hayatından çıkarılacak ders en iyi araba sizdeyse zaten şampiyon olursunuz.Bir de bu şeye spor diyorlar.
• Bimlerin tasarımında değişikliğe gidilmiş galiba...
• Best FM ' in artık mottusunu konuşan radyodan, reklam arası radyoya çevirme zamanı gelmedi mi?
• Digiturk' e ulusal radyolar gelmiş vayyy.
• Metroda şuursuzca merdiven çıkan ablalara sözüm var: Madem sportmensiniz düz yolda depar atın...
• 6 Mantı'nın oğluş Gökhan'ı Bir yusuf Masalında ağası deli Murad'la beraber oynayacakmış. Hemde saçlarını kazıtmış naptın oğluş!
• 6 Mantı demişken Ayla'ya ne oldu? Betül abla bile teremyağ reklamında oynuyor.
• Zira kelimesinin neslinin tükendiğinden kıllnıyorum.  Ha uyardılar futbol spikeri Yalçın Çetin kalmış.

Özledim Galibasız

Açık Radyo' yu  bilirsiniz istanbul' un hiç bir yerinden tam olarak çekmemesiyle nam salmış bu radyo türkiye' nin zavallı podcast aleminde ise kral konumunda... İtunes Podcast kısmında jenerikte her zaman bulunuyor. Diğer bulunan ıvır zıvır şeylerin aksine dinlenebilir bir şey aynı zamanda. ... Açık gazeteyi bayatladıktan sonra koymaları neyse konumuz o değil. Konuya gelelim
       Her zaman radyo tiyatrosuna mesafeli durmuştum. Biraz yaşım biraz da kulaklık hassasiyetim gerekçesiyle.... Sonunda yeter deyip kulaklık kullanmaya başlamamla önüme açılan 2 dünya vardı.

1. Cazur cuzur müzikler
2. Bir az müzik sosu eşliğinde diyalog.,konuşma, 

Ben 2' yi seçtim ve podcasti keşfettim. Bizde podcastler hep 2, 3 kişinin çeşitli pozlarla birbirleriyle konuşmaları....  Komedi dediğinizde ya cenk erdem yada küfür bombardımanı var zaten ki 2'side birbirinden kötü (ay ne dağıldık).... Bu hengamede kucağıma bir anda o düştü o ne miydi? Filifudan Sesler'di? Açık radyonun altıdan sonra tiyatro ile ortak gerçekleştirdiği radyo tiyatrosu projesi. Burada size çok tanıdık gelen sesler de vardı , ilk defa duyduğunuz seslerde...Mesela ilk aklıma gelen Oyunlarla Yaşayanların Saadet nine'si Tomris İncer.... Kurguyu yapan Haligula'nın ismi zaten vampir futbolcu karışımı.  Onların düzgün konuşmaları yerinde üslüpları , düzgün dilleri , doyuruculuğu beni derinden etkiledi. Bizi yazarlarımızla tanıştırdılar,Adalet Ağaoğlu, Güngör Dilmen, Oğuz Atay bunlardan bazıları...

Ama her güzel şey gibi bu da bitti. Zengin mutfağının şaibeli sonuyla noktayı koydu Filifu ... Biz onu özlüyoruz ama işte o yok . Henüz etrafta bulunurken indirip dinlemeye bakın. Yarın çok geç olabilir.... ( Bilim kazanı da çıkmıyor ne zamandır neyse)

Devlet Geleneği

Her gün bir sürü ıvır zıvır haber kanalda söylüyorlar. Başbakan talimat verdi, şu duruma el koydu , cemaat bu na ne söyleyecek falan gibi sözler duyuyoruz. Bir yandan zaten bas bas bağıran bunlar hep mason, herkes illüminati hurafesini emiyoruz. Bize diyorlar ki çalışma , bir yere yanaş, bir taraf olan bertaraf olur falan deniyor.
 Unutuluyor ki bizim devlet geleneğimiz en az 1000 yıllık bizim kimsenin mihmandarlığına,ağalığına ihtiyacımız yok. Bunu bu gün bir kez daha gördük. Bakanların çocukları çat diye içeri alındı. Nüfuzlu iş adamlarına nüfus olarak bakıldı. İşte buna ihtiyacımız vardı tam da buna....


      UYANIN ARTIK VE SÖYLEYİN BİZİM BİR GELENEĞİMİZ VAR !!!!!!!!!!!!!!!!

Biraz geç de kalmış olsam bu konu hakkındaki sözlerin tekdüzeliği insanı gerçekten çıldırtıyor. Garip bir şekilde herkes bu olayı normal karşıladı. Hangi olay mı?
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25216067.asp

Gerçekten ben Kamer Genç' e hak veriyorum. Burada öncelikle şöyle düşünelim. Başbakan kadın olsa eşi böyle bir konuşma yapar mıydı? Hemen söyleyelim tabii ki yapmazdı. Konuşmasının video da duyabildiğimiz kısımlarında tepeden bakan bir üslüpla yaptık ettik diyor. Sen ne yaptın? Sen kimsin?
      Bu gerizekalı mantık öldü zannediyordum. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Erkek kendine yetemiyorsa zaten başarızdır. Başarı bireysel değildir elbette ama kimse söyleyemez ki Emine Erdoğan olmasaydı başbakan böyle olmayacaktı.

    Yine kendimden bir örnek vereyim. 7. sınıfta dershaneye gitmeye başlamıştım. Sbs dolayısıyla. İlk derste hoca sordu; babanız ne iş yapıyor diye... Hiç kimse yadırgamadı bu sözcüğü... Ben hariç dedim anneler çalışamaz mı? Hocanın cevabı korkunçtu annen çalışıyor mu, dedi. Bende evet dedim. Yanımda oturan çocuğun sorusu anlayışı özetliyordu:
- Her gün dışarıdan yiyorsunuz herhalde?


  Böyle bir ülkede yaşarken başbakanın hanımının bir sıfat ,bir ünvan olarak algılanması normal ama buna karşı çıkılmaması bittiğimizn apaçık kanıtı....
Kamer Genç seni tanımıyorum ama destekliyorum. Böyle eş durumu boyunduruğundan kurtulmak sağlanabilir. Herkes Genç'i kadın düşmanı ayı yaptı ancak gerçek kadın dostu bizzat odur.
   Oturmayın şu evlerde lütfen! Çalışın, kendi kimliğinizle konuşun orada...

F ve Ran

Garip bir şekilde, F klavye genelgesi yayınlandı. 2017 yılına kadar kademeli olarak devlet dairelerinde F klavye kullanılacakmış. Neyin kademesi bu 2017 'ye kadar o ayrı bir muamma da.... Ben yıllarca f klavye kullanmış bir insanım ipadde halen daha f klavye kullanıyorum. F klavyenin bulunmadığı falan da cahil uydurması ... Asıl konuya gelirsek f klavyenin özelliği milli olmasıdır. Q,X,,W gibi harfler köşede itilmiş zavallı bir biçimde dururlar. Biz ki demokratikleşme paketiyle bu harflerin kullanımını serbest bırakmışız, şimdi noluyor da onların köşeye itildiği bir klavye zorunlu kılarız... Sorarlar adama bu nedir diye... Tabi kimse sormaz biz yazarız kimse de okumaz!

İnsan Nasıl Değişir 1------ Sir Etkisi

Değişmek çok geniş bir kavramdır. Çok yönlüdür değişmek... Fikri, vicdani, fiziksel olabilir... Ben burada fikri ve vicdani ye yöneleceğim. Neyse lafı fazla uzatmadan girişelim işe.

   İlkokul 4. sınıfta kendine sir dedirten sorunlu bir ingilizce hocamız vardı. Sorunlu evet fazla duygusaldı. Ben de duygusal adamları severim. Bu arkadaş 1. dönemde  karneye 3 ler 4 ler dizmişti. Bütün sınıf ağlıyordu, sonradan öğrendiğim bir şekilde herkesin annesi babası sitem ediyordu hocaya... Ben rahattım, 4'ü hak etmiştim ve almıştım. Sınıftaki en iyi not ortalamasına sahip olmama rağmen... 

    2. dönemde yine sınıfın en yüksek not ortalamasını tutturdum. Bu dönem daha da kötüydü. Çeşitli arkadaşlarım çeşitli nedenlerle notların yarısını kaçırmıştı. Karnede ise hoca bize sözde sürpriz yapmıştı. Herkesin karnedeki notu 5'ti... Bir tek bir tek benim 4'tü . O an sınıftaki herkes o adama kızdı. Ama tabi damdan düşen bendim onlar 10 dakika sonra unuttu. Ben o gün sir (sör) ' ün makamına gidip olayı sordum. O sadece öyle mi olmuş dedi. Böyleydi işte ilk dönem kaderine razı olan çocuğu bir paçavra gibi fırlatıp atmıştı. Adamdan saymamıştı. O günden sonra her şeye her şeye itiraz eden bir insan oldum. Beni derinden etkiledi bu olay... Tabi olarak insanlara güvenim sarsıldı. Beni kökten değiştirmişti bu olay....

Son olarak Sir sana Aynadan'Severek Ayrılanlar' gelsin. Evet senin hikayeni unutmadım. O 5 verdiğin çocuklar unuttu ama ben unutmadım. Ah italyanlar!

M3 İSTANBUL

İn 2013 in istanbul M3 is released. Many people use this metro. Metro is useful. And the M1 Longer than before. This confuses plenty of tourist, because in otogar (coach) station  one way 2 metro  is come.
1-Kirazlı
2- Atatürk Airport
I see a lot of tourist in kirazlı especially weekend. Attention this . If you don't care this, you will feel very angry. this is my advice....

Ne anlatıyorsun

Trt 1 de yayınlanan Beni böyle sev isimli dizi var. Bu diziyi gerçekten sevmiştim. Buradaki tuhaflığı belki lisede olmam dolayısıyla farketmedim. Ancak üniversite  okumaya başlamamla beraber belli bir şeyler geldi. Ayşemin hamile kalmasıyla çıldırdım.  Bunlar bize ne anlatmak istiyor. TRT kimindi, ben kimim, devlete karşı görev, 1984.... Öyle görünüyor ki devlet dizileri yeniden keşfetti... OO! Evlenen öğrenciye faizsiz kredi mi ?

Ben Özlemedim

Leyla ile Mecnun dizisini kimse bilmezken takip edenlerdendim. Ekşi sözlük zorbalığı beğeneceksin demeden önce yani ....  Bu saçma popülerimsi kültüre sonra deyinelim. Bu dizi ilk bölümlerinde kendi halinde takılırken
hiç kimseyi kutsallaştırmadan devam ederken ne olduysa bir an da  saçma sapan bir ismail abi putumsusu oluştu. Ne oldu derken Erdal'ın tam zıtta konumlandırılmasıyla abi bizim hiç bir türk dizisinden farkımız yok dedi. İskender' in değişimi falan gözlerden kaçmadı. Ancak o garip popülerimsi kültür hahaha çok komik de diyordu. Eskinin hatrına izliyorduk gene izzet altınmeşe ' nin hatrına falan ancak 3. garip sezonuyla gerçekten ölmüştü. Bu kadar uzamasının sebebi zaten garip popüler kültürdü.
   Son sezon başladığında şuursuz kalabalıklar izlemeye başladı artık ve ben artık izlemiyordum. Onun şarkılarını söylüyorlardı. Söylüyorlardı hepsini söylüyorlardı. Biri hariç birini sevmemişlerdi. O da Sevdalılar Beni Anlar ' dı .  Bu bile dizinin yönünün saptığının göstergesidir. Sevdalılar beni anlar diyerek başladı, bu kıza kadar la hızlandı, yalanla saptı, eksik bir şey güzeldi hala dinliyoruz ama o bitirdi.... Yokluğunda falan gibi işler yok hükmündedir.
 Popülerimsi kültür' ün bu kullanılmış kaldırılmış kendisine yakışır şekilde bitti. Biliyorsunuz zaten... Şuan zaten yok. Ben de özledim gazı kaçmış popstar alaturka' dan farklı değil....

  Son sözler olarak bu dizi sektörü etkiledi. Halen daha benzerleri kanallarda boy gösteriyor. Şarkılı türkülü diziler arttı. Ama artık fazla zorlamasak mı....

Fox kids izlemiş neslin bunu sevmesi tesadüf mü sizce...  (Burada yazar derin nefes aldı.)........ Booby' nin dünyasından ,  402'den neyse....