9 Kasım 2014 Pazar

Hepimiz Suçluyuz

Bugün de güzel olacaktı. Yani her gün gibi olacaktı. Emindi bundan. Yine okuluna gidecekti işte. Onun hayatını değiştireceğini düşündüğü okuluna gidecekti. Hep böyle söylenmişti. Kolejdi nihayetinde ilk altı yıl gittiği okula hiç benzemiyordu. Girilmeyen bir havuzu bile vardı.Ne istiyordu ki daha.Mutlu olmalıydı bu okul paralıydı. Sınıf arkadaşları onunla pek ilgilenmiyorlardı ama okul ne demekti ki zaten. Zaten utangaçtı. İyi yaptığını zannettiği resim de ondan çok daha iyileri olduğunu görmüştü. Gerçek dünya böyleymiş diye düşündü. 6 yıldır beraber okuyan insanların arasına girmek kim olursa olsun zor olurdu diye düşündü. Kahvaltı etmek için masaya oturdu.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bugün kulüp seçmeleri yapıldı. Burada kendine arkadaş bulabileceğini düşündü. Basit bir düşünce ama etkinliği garantili.Tabi ki evdeki hesap çarşıya uymadı. 24 kişilik sınıfın 15 kişisi tiyatro kulübüne diğer 6 kişi proje kulübüne kalan 2 kişi ise satranç kulübüne gitti. O da yalnız başına Resim kulübüne gitmeyi seçti Tiyatro kulubüne bu utangaçlıkla gidemezdi hem neydi ki zaten bu tiyatro aşkı gerçeklik varken değil mi?
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkçe dersinde hoca yorum ödevi vermişti. Son zamanlarda teneffüslerde yazdığı şiirler ve  yorumlar sayesinde çok geliştirmişti kendini. Bu sefer başaracaktı. Yenal diye bir çocuk okudu. Sonra sıra ondaydı.  Oda okudu. Yenal'dan kötü okuyamazdı zaten.  Güzel okumuştu ama Yenal'a gelen tepkinin onda biri bile ona gelmemişti. Birde küstah Yenal'ın aslında hiç bir şey söylemediki demesi onu gerçekten üzmüştü. Burada da başarılı olamamıştı. Yenal haklı mıydı?Belkide...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sbs diye bir şey çıktı bir anda. Artık liseye gitmek için için iki sınava girmesi gerekiyordu. Buraya yabancı dil öğrenmeye gelmişti ve karşısına bu sınav çıkmıştı. İyi olmuştu aslında bahanesi hazırdı artık yalnızlığına Sbs. Belki de bu yoldaşlık onu yaklaştırırdı sınıfındakilere. Umut ediyordu. Dershaneye okulun civarında gitmeye karar vermişti. Böylece yanında bir sürü arkadaşı olacaktı. Yazıldı bir dershaneye okuluna 100 adım uzaklıktaydı. Bilmiyordu ki o dershaneye sınıfından sadece bir erkeğin gideceğini üstelik diğer arkadaşları dershanesini pahalı bulup ona garip garip bakmışlardı. Yenal'ın yorumu ise daha değişikti. Oraya burssuz gidilmez bu işte kesin bir iş var demişti. Düşünüyor muydu?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sınıf öğretmenleri rehberlik dersi yapalım dedi. Herkesin yeni alışkanlıkları test kitaplarını çıkartmaya yeltenmişti ki öğretmenin gerçekten rehberlik yapacağı anlaşıldı. İlk sözü bazılarını dışlıyor muşsunuz oldu. Birde adını vererek. Üç gruba bölünmüş bir sınıfta kimse kimseyi dışladığını düşünmüyordu. Birde isim vermişti ki hoca akıllara zarardı gerçekten. Gözyaşlarına hakim olamadı. Dert ortağı esmer arkadaşıyla beraber ağladılar. Bu ağlama onları çok iyi arkadaş yapacaktı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dert ortağı ile beraber mutlulardı. İyi arkadaş olmuşlardı. O da yeni sayılırdı buralarda. Ondan bir yıl fazlası vardı ama hile ile en iyi sınıfta olduğu konuşuluyordu. Gerçekten de birbirlerine benziyorlardı. Kimse güzelsin dememişti ikisine de mesela yada babaları eve hep geç geliyordu. Mutluydular. Biraz azdılar ama buna da şükürdü.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Almanca öğretmenlerinden gerçekten çok etkileniyordu. Çok güçlü bir kadındı. Herkes ondan korkuyordu. Gelecek artık Kabataş yontmataşta değil gelecek yabancı özel okullarda cümlesini her fırsatta kullanıyor ve her seferinde farklı argümanlarla destekliyordu. Yabancı özel okula gitmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Kabataş kötü müydü? Hayır ama işte Kabataş sonuçta. Gelecek oradaydı gelecek onundu buradaki yalnızlığına gelecek denen o şey yüzünden katlanıyordu zaten. Hangisini seçebilirim diye şimdiden araştırmaya ve her zamankinden daha fazla çalışmaya başladı.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şiirler yazıyordu ya bu sefer birine yazmıştı şiiri ilk defa birine bir şey yazmıştı. Onu yazdığı kişiye okutmaya karar verdi ama işler hiç öyle yürümedi. O gün yazdığı insan şiir hakkında atıp tutarken duydu ve şiirine herzamaki gibi kendine saklamaya karar verdi.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okulun son günü gelmişti. Serbest kıyafetler ve diğer şeylerin günüydü işte. Sınav öncesi son eğlence olarak düşünüyorlardı bunu. Hiç de fena bir fikir değildi. Giyinip gitti. Arkadaşı yoktu gelmemişti bu sefer bir çocuk yastık getirmişti. Ona uzun uzun sarıldı. Neden sarıldığını bilmiyordu çünkü son gün olduğu için midir nedir insanlarla çok iyi iletişim kuruyordu. Umut dolu bir gün geçirdi ve sonunda rahatlamıştı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yeni eğitim yılına başlarken hayatı hiç fena değildi. Esmer arkadaşı bir alt sınıfa düşmüş ve yeni yeni arkadaşlar edinmişlerdi bu sayede. Sınıfta da artık en yeni isim değildi. Üstelik belli bir yaşanmışlıkları olduğu için iyi geçiniyorlardı. Kutuplaşma yok olmuştu.Bir kaç küçük sağlık sorunu yaşamıştı ama fena değildi. Konuşkan bir insan olmuş ve diş tellerini çıkarmıştı. Bunca şeye rağmen erkekler yönünden şansı açılmamıştı. Birilerini seviyordu ama utangaçlıktan da değil normlar böyleydi. İlk adımı hep erkek atardı. Bir de şu sürpriz yabancı okullar sınavı çıkmasa güzel olacaktı. Daha iyiydi ya bir çok kişi aman uğraşamam diye o sınavı boş verecekti. Özel yabancı okula bir de burslu gidecekti.Yani mutluydu.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hayalindeki gibi özel yabancı okuldaydı artık. İlk günler sıkıcı iyiydi ama şu bayram tatili ve domuz gribi yüzünden pek kaynaşamamışlardı birbirleriyle. Bir de onun ufak tefek sorunlar nedeniyle yaptığı devamsızlıklar yüzünden anıları canlanmaya başlamıştı. Okul da zordu yani. Sene sonunda belli bir seviyedeydi ama bu hayal ettiklerinin yarısı bile değildi hem yatılı kısmı olan okul zordur bilirsiniz.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazın evinin önünden her gün geçen Serkan diye birinin kullandığı bir otobüsün altında kalarak öldü. Hiç doya doya gülmeden,bir erkeği öpmeden gitti buralardan. Şiirlerini kimse okumamıştı. Psikologlar ailesine şiirleri atmasını söyleyecekti zaten yakın zamanda. İzi kalmamıştı dünya'da bir kaç fotoğraf  haricinde ve son gelmişti geleceğe umutla bakarken geleceği ondan korkmuştu. Bitmişti HAYAT Bir tiyatro kadar sessiz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder