12 Haziran 2014 Perşembe

Ayı'nın Toplumu

Hızlıydı. Çevik olmadığı söyleniyordu. Neden mi böyle söyleniyordu? Belki savruk tarzından belki boş bakışlardan. Ondan dinleyelim:
    Ayı diyorlardı bana evet ayı diyorlardı. Ne vardı ki ayı denecek. Ayı da çevik hayvandır doğrusu. Neden bana diyorlardı. Nereden yapışmıştı bu algı bana. Taa ilkokulda ilk o zaman bulmuşu beni. Elinde ketçap yığını hamburgerle karşındaki adama çarparsan ve hocan Çelikse... Kendi algısını kurtarmak için beni feda etmişti.  O gün miadı oldu hayatımın... İnce mi oldum. Hayır. Ne mi oldum? Herkes gibi çekingeni tırsak mı oldum hayır...
     O gün yine en heyecanlı haliyle çıkmıştı evden. Okula gidecekti elbette. Florya semalarına elbette. Okulun son zamanları olmalı çünkü hava güzel ve insan sayısı az. Yeni karılmış sınıfların etkisi ve son gün dolayısıyla sınıflar birleşmişti. Florya Koleji'nin gayri resmi zorunluluğu basketbolu oynayacaklardı elbette. Ayılığı pardon çevik olmadığı düşüncesi aklında yoktu yıllardır. Tabii bu güne kadar. Yine çarpmıştı birine bu sefer kötü çarpmıştı sanki... Üzerine yürüyordu çocuk ayı diyordu yine...  Bu olay maçı da bitirmişti. O an Uyum ismindeki kız gelip ne karışıyorsun melek gibi çocuğa be ayı dedi. Evet bana söylememişti.  İşte değişimi buydu. Erkek sevgisizliği...  Bunu o da yeni anlamıştı. Bir taraftakiler onu en aşağılık sıfatlarla anarken diğer taraf ise yüceltiyordu neredeyse.
    O günde sonra bilerek hareket etti. Sözde bir mesafesi olacaktı erkeklerle. Ama olmadı böyle. Herkese karşı kibar olmaya başladı. Kibar olmak dediysem sadece algıda bir kibarlık. Algıyı ele geçirdin mi deme keyfine. Kolay kolay değişmez çünkü algı toplumsaldır. Topluca bir kötülük yapman lazım ki bunu yapman da oldukça zor. Bireylerin nefretini kazanabilirsin ama Norm denilen olgu nefreti daima yener biraz korkuyla beraber. Artık eskisinden sinirli ve gaddar olabilirsin ama sana bir tavsiye sakın kendini dev aynasında görme:
     O yılın hemen ardındaki yıl oyunu kuralına göre oynayan ben güvenilir ve zeki hatta sporcu sıfatıyla sınıftaki algısını inanılmaz seviyelere çıkarmakla meşgulüm. Klasik toplu performans ödevi verme zamanı geldiğinde sınıftaki çeşitli kişiler benimle temasa geçip bizim gruptansın dedi. Kendimi inanılmaz bir seviyede gören ben hiç birine hayır demedim. Herkesi kendimle mutlu edebilceğimi zannediyordum. Hepsinin ödevini ayrı ayrı yazabileceğimi düşünüyordum ki yapardım. Ama ne var ki bir şeyi unutmuştum hocanın grupları kağıda yazdırıp okutma huyunu. İlk grubu okumasıyla sınıfta kıyamet koptu. Herkes Anıl bizde diyordu. Evet topluluğu kandırmış durumdaydım. Normları yıkmış bulunmaktaydım. Siz siz olun tek başınıza herkese yeteceğinizi düşünmeyin.  Ama fazla da üzülmeyin sevilmeyen insan toplumun ona olan algısını değiştirecek güce topluluktan birini öldürmediği sürece ulaşamaz. BELKİ DE ULAŞMAK İSTEMEZ!


Çelik:   http://cepli.blogspot.com.tr/2013/12/insan-nasl-degisir-2-celikten-sozler.html
Uyum kod adı tabiki...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder