22 Ağustos 2014 Cuma

Nazar

7'den 70'e hepimizin ağzında nazar kelimesi dolanmakta. Yaş ile ciddiye alınma oranının bağlantılı olduğu söylenmede bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Nazarı biraz da kurtarıcı olarak kullandığımızdan çok ta üzerinde düşünmediğimiz toplumsal zararları  ve bireysel zararları üzerine kafa patlatmadığımız aşikar. Nazarınızın dediğine inanılan bir insan olduğunuzu düşünün ve yazının geri kalanını o halde okuyun.
      Nazarın gözden kaynaklandığı düşünülür. Yani başlangıcında görme ile cyclops vari bir etkidir. Kısa süreli etkisi bu ilk tanımlamadan kaynaklandığı düşünülür. Korunmak için kullanılan şeyler falan zaten hepimizin malumu. Nazar boncuğu denen koruyucunun da bu ilk dönem nazarından korunmak için düşünüldüğü söylenir. Peki bu nazar denen kavram ne yöne evrildi? Bakalım... 
        Modern zamanlara yaklaştığımızda nazarın fiziksel temelinden koparıldığını görürüz. Göz kavramı yine yerindedir ama koruyucu olarak fiziksel bir nesne yerine dua kullanılmaya başladı. Gözden doğan bir gücün dua ile bertaraf edilmesi olmayacak duaya âmin demeye örnekten başka bir şey olmayacağı düşünüldüğünde gözün artık sadece bir başlatıcı olduğu ve asıl gücün ruh vasıtasıyla olduğu söylenebilir. Gücün ruha kayması nazar kavramının gücünün ve menzilinin inanılmaz derecede artmasına yol açtığı söylenebilir. Eskiden bir boncukla kurtulunabilen bir mefhum iken artık kabul olma gibi bir prosedüre sahip duaya geçip bir belirsizlik kazanınca ona olan korku da katlanarak arttı. 
          Modern zamanlara geldiğimizdeyse  beklendiği gibi korku ağını güçlendirdi ve beklenmediği gibi kurtarıcı rolünü üstlendi. Modern zamanlarda geçmişte olamayacak söz nazarı (çok anlattın kadına çocuğu kesin nazarı değecek ve instagram nazarı gibi kavramlar oluştu. Başlangıç mantığına oldukça ters olan bu durum güçlenirken eski tip (işin içinde hala göz olan) nazarın da güçlenmemesi beklenemezdi. Nazarda bulunan eksikliikten doğma algısı belli toplumsal sınıflarda (neredeyse kastımsı) yaşayan ınsanlarda nasıl var olabilir diyorsunuz duyar gibi oldum. Artık eksiklik olarak mal mülkden ziyade arkadaş, sevgili ve başarabilirlik kavramları yerini aldı. Bir örnek olarak çıkmaya başladıktan sonra sizden oldukça uzaklaşan arkadaşlarınız örnek verilebilir yada çok güzel şarkı söyleyen arkadaşlarınızın şarkı söylemeyi reddetmesi (utanma nazar korkusunun nazarsız düzenlenmiş halinden başka bir şey değildir.) buna örnektir. Örnekleri çoğaltabiliriz ama nedense nedense onları kendimize yaklaştırmaktan korkarız (bazı ay kız çok güzel götür götür nazarım değmesin ınsanlarını saymazsak). Karşımızdaki nedir ki biz ezer geçeriz onu. 
        Aynı nedenden dolayı kıskanç ınsanımızda yoktur (kıskanmayan insan ölüdür).  Kıskançlıkla nazarı bazılarımız direkt olarak bağdaştırır ama bazılarımıza kıskanma deyince aklına ilk etapta nazar gelmez. Bu nazarla kıskançlığı bağdaştırmayan insanlar sürekli kendine yakın yaştaki kardeşini kıskananlardır. Bunlar nazar kavramına karşı bağışıklık kazanmalarını kıskançlıklarına borçludurlar. 
         Televizyonda nazarı değmek günah mi gibi sorular gördüğünüzde yaşadığın şeyin kötü olduğunu nereden biliyorsun gibi bir cevap verdikten sonra bilerek ve isteyerek nazarım değsin diyen insanlar olmadığı için söylenebilir. Günah bunun neresinde? 
          Ilkokulda annemizin anlatma dediği şeylerin çoğu nazara yönelik şeyler olduğu için bu milletin kendilerini bu kadar çok anlatmasını açıklamak içinse 40 yıl istiyorum. Sürekli kendi süperliğini anlatan bir topluluğun nazar manyağı olması hiç te normal durmasa da sıkıcı yaşama getirilen bir Avuntu olduğu ve bunun da anlatabileceği düşünülürse insanımız bunu da sever. 
          Nazarı değdiği düşünülen insan portföyü eskiden sakatlar,ailesezler falan iken şu anda seviye kendinden yukarıdakilerin nazarı dediğine inanılmaktayta. Hani şu o kadar zenginim çocuğum gerizekalı şu bakkalın çocuğu ne karar Zeki diye başlayan ve tabiki kendinden alttakilerlde biten bu kavram artık sakatlara ulaşamaz bir durumda. Bunun bir nedeni olmalı ama o beni bayağı aşmakta. 
Son olarak nazara inanıyormusun diye soracak olursanız yanıtım nazar olsaydı insanlar bu kadar çok konuşamazlardı diye bir cevap vermek istiyorum (aslında bir güç var ama. Sen de mi Anıl

Kısa bir notlar yapalım

Twitter gerçekten etkiliymiş. 

Birini mentionlamak çok tehlikeliymiş. 

Puccayı takip eden erkeklerin hepsi Ayşe Özyılmazel'i de takip ediyormuş. 

Bazen bir insanın sevdiği 140 arkadaşı arasına giremediğini görmek insanı gerçekten üzüyormuş. 

Uzun lafın kısası artık twitterdayım
@ankaanil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder