17 Eylül 2014 Çarşamba

Ben Yazmam Haddim Değil----1---- Psikoloji 1. Sınıf Öğrencisi Ferit Zegeman'ın Hayatı

Herkese söylüyordu psikoloji okumaya lise 2'de karar verdim diye. Kısmen de doğru söylüyordu. Lise 2'de Tm seçmişti. Gerçi sözel olsa onu seçerdi ama bu konuşmak istemediği bir konu. Etrafındaki ben mühendis olacağım insanlarından bıkmıştı daha lisenin ilk yılında belki de ondandı Tm'yi seçmesinin nedeni yada Sosyal psikolojik açıdan yaklaşırsak yeni insanlar yakınlık kurma zorunluluğu ve zorluğu yüzünden de Psikoloji'ye yönelmiş olabilirdi. Yıllarca Mühendis olacağım araba yapacağım, uçak tasarlayacağım (dikkat araba yapılıyor uçak tasarlanıyor eşyaların kastı bu olsa gerek),yazılımcı olacağım falan diğen sayısalcı arkadaşlarının hepsinin tıpa yönelmesini sosyal psikolojiyle açıklayamasa da Freud'un bizi oluşturan üç şey temasına yaslanarak durumu kurtarmıştı.
   Nasıl mı açıklamıştı? En baştan başlayalım. Freud, id, ego ve süperego kavramlarının topluca bizim benliğimizi oluşturduğunu söyler. Kısaca İd hayvansal yanlarımız, ego bilincimiz gibi bir şey (ben yazamam deseymişim başlıkta keşke neyse!) ve süperego yani dışarıdan gelen kurallar, normlar,yasaklar. Bu kendini mucit sanan kardeşlerimizde egoları mühendis ol derken İd'leri mühendislikte aç kalabilme ihtimalin düşük ve hayvan dediğin garantiye gider macera yaşamaz;demiştir. Çevreden (süperego) de doktorluk telkinleri duyunca ister istemez Tıpa yönelmiştir. Bunu zorla diye düşünenler olacak bilhassa kendi bilinciyle. Tabi buradaki 2-1 galibiyet gibi gözüken cahilce bir yaklaşımdı ama ne yapsın daha birinci sınıf öğrencisiydi.
     Neyse ne diyorduk, psikolijyi seçme mevzusu... Lise sona geldiğinde Tm'de hangi mesleklerin olduğuna baktı. Savcılık, hakimlik,diplomatlık,valilik,çeşitli öğretmenlikleri görünce Tm'nin açılımının tam memurluk olabileceğini düşündü. Memur olmayı kendine kabul ettirmeye çalışırken son anda kız mesleği olarak olduğu psikolojiye bir göz atmayı düşündü ve sevdiğini fark etti. Herkes biraz psikologtur derdi annesi zaten hem onu da mutlu etmiş olurdu (süperego). O zamanlar devlete girmemek için yapılan asilik olarak görüyordu tabi anne düşüncesi psikoloji okuduktan sonra geldi. Psikolojiyi seçme hikayesi bu kadar psikolojikti işte...
     --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

O gün kız arkadaşıyla bulaşacaktı. Liseden değildi,bu sene tanışmışlardı. Psikoloji okumuyordu ama işletme okuyordu. Süperegosunu ve idini tatmin etmeyen bu bölümde okuması onu okula zor giden bir insan yapmıştı. Ona bu isteksizliğinin sebebini bu şekilde açıklayınca sadece gülmüştü. İşletme'nin içinde gizli bir geçiştirme anlamı olduğunu seziyordu. Bunları konuşması gerektiğini bu konuları dillendirmemesi halinde öbür boyu mutsuz amaçsız bir insan olacağını söyledim. O ise buradan sadece onu düşündüğüm anlamını çıkarıp kaygılarımı görmezden gelmişti. Biraz daha zorlasam parmağını emip ağlamaya başlayabilir diye düşünerek sustu. Hiç görmemişti böyle bir şey ama Freud söylemişti bunu başkası olsa neyse... O gün buluşup sinemaya gideceklerdi. Yani kış günü ne yapılır ki başka. Karşılaşıp film seçmek istememişti arkadaşı. Neden olabilir diye düşündüğünde hüküm verici bazen suçlayıcı konuşmaları gelmişti aklına. Psikolog adayıydı bunu yapmalıydı.  Onun iyiliği içindi zaten bunlar. Ondan ayrılabileceğini düşündü hayır tam tersi bu özelliği yüzünden ayrılamıyordu zaten. Babası hakkında beni hiç beğenmiyor hep kusurumu arıyor diyordu. Oedipal açıdan ayrılması imkansızdı yani. Tek bir parametreden bakmak sağlıksız gibi gözüksede yaşamın temeli buydu. Babasına bir de fiziksel olarak benziyorsa ayrılma ihtimalinin sıfıra yaklaşacağını düşündü. Yeşilköy, Yenibosna ve hatta Ataköy'de olduğuna yönelik rivayetler olan Airport Avm'de buluştular. Milkshakelerini alıp oturdular. Ferit babasının fiziksel özellikleri hakkında bilgi almak için babam da seni merak ediyor diye bir cümle kurdu. Ne diye böyle bir cümle kurmuştu şimdi. Bu cümleyi kurmasının sebebi onunla evlenmek istemesimiydi. Psikolojik olarak baktığımızda bilinçaltının bu tepkisi onu korkutmuştu. Arkadaşı da ne diyeceğini bilemez bir şekilde şaşırmış yüz ifadesi ile ona bakıyordu. Battı balık yan gider diyerekten baban sana benziyor mu sorusunu atlayıp direkt olarak baban bana benziyor mu dedi. Bunun geçiştirme sınırını aştığını arkadaşı tuhaf bir fırtına öncesi sessizlik halindeydi. Ferit ise kararını vermişti ondan ayrılacaktı. Ondan ayrılmasının nedeni içten içe istediği evliliğe ayrılığın birlikteliklerinden daha çok yaklaştıracağını düşünmesi idi. Oedipal olarak iyiydi. Bu ayrılıkla sosyal psikoloji açısından da toparlayacaktı kendini. Zor olana yatkınlık, yakınlık,sevgi sosyal psikolojinin temeliydi. Risk mi alıyordu. Hayır. Çünkü o psikolojiye inanıyordu. Ömrünü psikolojiye adamış bir insanın bunu yapması normal olmalıydı hem başarılı olursa torunlara anlatacak çok güzel bir hikaye olurdu. Yalnız hala bir problem vardı. Bu kurduğu son iki cümleden sonra bir de ayrılalım derse deli imajının üzerine yerleşeceğini düşündü. Hiçbir şey olmamış gibi yeni Robocop güzel olmuş diyorlar istiyorsan ona gidelim dedi. Zamanın sakinleştirdiği arkadaşı ise bir şey söylemek isteyip aynı anda derin nefes alma yöntemiyle bir şeylerin ters gittiğini ama hadi bakalım dediğini anlatmak istedi. Filmden sonra film hakkında eğlenceli sohbet faslı sürerken ve olaylar unutulmuş gözükürken ayrılalım diye söyledi. Böylece hem söylediklerini ayrılığın ön hazırlığı olarak görecek hem de eğlenirlerken ayrıldığı için hep eğleniyorduk algısını da yanına almıştı. Değişik bir gün geçirmişti. Yine biraz acı çekmeliydi eve 98 ile gelmenin yeterli işkenceyi sağlayacağını düşünerek üst geçide doğru yürüdü. Gözden kaybolmamıştı ama bugün için anlatılacak hikayesi kalmamıştı.
Not:Başka biri devam edip kendi bloğunda yayınlayabilir eğer kimse yazmaya yanaşmazsa yine ben yazmak zorunda kalabilirim ki bu benim açımdan hiç iyi olmaz. Psikoloji benim alanım değil ve eğer ona yönelirsem....!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder