9 Eylül 2014 Salı

Hep Hevesli (Yenal Arayan)--2----- Rutinin Tanımsızlığı

Dışarı çıkmıştı. İkinci katta oturmasına biriyle karşılaşırım ümidiyle asansöre binmişti. Yine boş gelmişti asansör. Apartmanda dışarı atıp kendini otobüs durağına yöneldi. Otobüs kullanmak iyidir samimi gözükürsün diye düşündü yıllarca araban varsa kız yakalarsın düsturuyla büyümüş haliyle. Kendine ikiyüzlü bir insandı. Yani herkes gibiydi.
    Otobüste havalı gözükmesi için hep yanında taşıdığı Kürk Mantolu Madonna kitabını bu sefer yanına almamıştı. Yerine Kuyucaklı Yusufu almıştı. Kürk Mantolu Madonna'dan oldukça farklı bir kitap olduğunu ve içindeki aşkın bağlılıktan kaynaklı olduğunu bilmeden. Normal şartlarda kendi ayağına sıkmak olarak nitelenecek bu eylem yazarın ismi sayesinde işine oldukça yarayacaktı.
    Herzamanki oturma pozisyonunu aldı. Kitap dizde gözler yorulmuş olduğu için ışığa bakamıyormuş gibi bir yüz ifadesi. Her şey istediği gibiydi. Önüne yaşlarını tam kestiremediği iki kız oturmuştu bile. Onunla pek ilgileniyor görünmüyorlardı. Eskiden olsa doğanın kanunu diyeceği bu durum karşısında artık hemen ümidini yitirmeye başlamıştı. Bunu da fırsata çevirebileceğini düşündü. Konuşmalarını dinlemeye başladı. Kitabı okuyor numarasını yapmayı unutmayarak tabiki. Kızlar dizilerden konuşuyordu. Yada onun gibi bir şeyden. Dizi konuşuyor gibilerdi ama benceli cümleleri sanki bir kişiye yönelikmiş gibi geldi. Ellerindeki telefonda bir şeyler okuduklarını gördüm. Bu furyayı nasıl kaçırmıştı. Artık dizi bölümlerini yorumlamak diye bir gerçek vardı hayatımızda. Bundan nasıl faydalanabileceğini düşündü.
    Kendisi bir şey yazamazdı. Yoksa yazabilir miydi? Yazardı canım 90 dakikalık dizi hakkında 500 kelime edemeyecek miydi? Elbette edebilirdi. Hangi dizi yazılabilirdi peki? Yeni dizileri yazmak riskliydi. Kızların sevdiği bir dizi olmalıydı. Sonra bir anda vazgeçti. 10 yıldır bir şeyler yazmadığını hatırladı. Yok canım yazmıştı berbat akrostişler ama burada o tutmazdı herhalde! Yerine yine Twitterdan faydalanmayı düşündü. Eve gidince ilk işi bu sitelerin kıdemli isimlerini takip edip onların yazdıklarını retweetlemeliydi. Ama bu yetmezdi. Eve gidince dizilere bir göz gezdirmeyi kafasına koydu. İnme vakti gelmişti zaten.
     Bankamatiğe parayı yatırdıktan sonra sıra yemek yemeğe gelmişti. Evde yiyebilirdi ama bu durum yaşama amacına ters düşerdi. Nerede yiyebileceğini düşündü. Okuduğu bir moda bloggerının yazdığı yemek yazılarını hatırladı. Çoğunlukla tatlı tercih ediyordu ama işi moda olduğu için Steakhouse'çu çılgınlığından da nasibini almıştı. Pıtrak gibi her yere açılmaya başlayan bu mekanlardan birini yürüme mesafesinde bir AVM'de görmüştü.
     Oturdu. Artık kanıksamış olduğu için hemen en küçük masaya oturdu. Öncesinde bir self servis mi acaba gerginliği yaşasa da kısa sürede masada duran menüleri fark etti. Mekanın öğle olmasına rağmen boş olması hevesini kırmış da olsa vazgeçmedi. Fİyatları görmesi de onu değiştirmedi. Steak denen şeylerin fiyatı 50 liraya kadar gidiyordu. Neredeyse 40 liralık bir Steak söyleyecekken son anda Burgerler diye bir şey olduğunu gördü.10 liraya bile burger olması onu sevindirdi. Üstelik burgerlerin en pahalısı 24 liraydı. Burgerlerin en pahalısının Steak denen şeylere en yakın olabileceğini düşünüp Burgerlerin en pahalısını söyledi. Garson kız orta mı çok mu pişsin diye sorunca yıllardır bu anı beklediğini hatırladı ve bilmiş bir ifadeyle kanlı olsun dedi. Garson kız etkilenmiş miydi küçümsemiş miydi pek anlayamamıştı ama tepki vermiş olması bile doğru yolda olduğunu gösteriyordu.
     Hakikaten kanlı getirmişlerdi. Mideyi bozar mıyım diye düşünsede o kadar para vereceğiz düşüncesiyle olabildiğince yavaş bir biçimde burgerini yedi. Mayoneze dokunmamayı tercih etmişti bu evlenince yap bağlar düşüncesi dolaşınca aklında. Ketçabı ise çocuk işi bulduğu için kullanmamıştı. Mutlaka bir sos kullanmalıydı ama zevkli görünmek önemliydi. Barbekü sosunun ağırlığından korktuğu için yalnızca hardal kullandı. Başarılı bir yemek geçirdiğini düşünüyordu etrafına baktı. Ümit yoktu ama buranın ıslak mendilini alıp bir kıza vermenin onu ne kadar zevkli göstereceğini düşündü.Hesabı öderken garsondan 3 ıslak mendil istedi. Hiç birini kullanmayıp ellerini tuvalette yıkadı ve cebine attığı ıslak mendillerle AVM'den çıktı. Eve dönmeden önce son bir şey daha denemesi gerekiyordu. DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder