19 Eylül 2014 Cuma

Neden Mühendislik Okuyorum

Bildiğiniz gibi okullar açıldı ve yeni bir maceraya atıldım. Şuan için pek bir şey anlamasam da yorgunluğun fiziksel kaldığını görsem de. Üst sınıflardaki tiplerin sığlığını duysam da yine de umutluyum. Neyse konumuz bu değil. Konumuz benim neden buraya geldiğim. Psikoloji,hukuk ve hatta tıp neden okumadım? Neden bunlar gibi belli ölçüde ilgilendiğim hatta ailemin yıllardır ilgilendiği bölümler varken mühendislik okumayı tercih ettim? Düne kadar bu soruya yanıtım hiç kimseyi tatmin etmeyen biraz yapmacık şeylerdi:
  • Ben ömür boyu çalışmak için, belli bir zamandan sonra birikimimim üzerine yatmamak için burayı seçtim.
  • Patron olsam bile asla gerçek manada patron olmamak için
  • Seviyorum be bu işleri
  • Beni küçükken elektrik çarptı bilgisayardan, ben de bana çarpan şeyden uzak kalmayı seçtim bir süre ancak sonra anladım ki bu zamanda bilgisayardan bağımsız bir hayat düşünülemez. Bende hayatı yakalamak beni  neyin çarptığını bulmak için buraya geldim. (Son derece etkileyici çarpmalı marpmalı kısmen de doğru olan önermeyi pek kullanmamayı tercih ediyorum.)
Bu şekil aslında bir şeyler söyleyen ama genel anlamda soyut kalan şeyler gördüğünüz gibi. Peki gerçeği ne diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Dün metrobüste Florya anansonu duyunca ve karşımda gözlüklü zayıf bir çocuk görünce birden hatırladığım bir olay yüzünden okuduğumu anladım. Kaseti yaklaşık yedi yıl önceye saralım:
     Okulun ilk haftası bitmiş. İkinci haftasının hangi günü olduğunu hatırlamadığım bir günündeydik. Müdür yardımcımız yedinci dersin başında bizden spor salonuna inmemizi istedi. Çok da heyecanlıydı. Ne diye sorduğumuzda ise; hayatınızı değiştirecek çok güzel ve eğlenceli bir şey dedi. Aşağıya indiğimizde sadece bizim sınıfa has bir şey olmadığını anladık. Okuldaki bütün ortaokul öğrencilerini toplamışlardı. Herkes okulun bu ilk günlerinde yine ne bela çıkacak başımıza diye tedirgin bir şekilde bekliyorlardı. Daha önce oryantasyona orient-tasyon diyen bir hocaya sahip olduğumuz için yaşadığımız tedirgin bekleyişi şu an haklı bir biçimde yaşıyorduk. 
     Bir adam çıktı ve konuşmaya başladı. Klasik sunum yapma tekniğiyle başladı. Elektronik, bilgisayarlar falan diyerek başladı. Konuya da çağımızın yegane uğraşı diyerek girdi. Robotik kulubü kuruluyordu. Şuan düşünüyorum da adam tam bir profesyoneldi. Bu kulüpte neler yapacağımızı anlatırken radyo kontrollü robot diyerek söze başladı. Radyo kontrolü deyince küçük ortaokullu çocuklar olarak radyodan kontrol edebileceğimiz robot gibi şeyler düşündük. Ondan sonra adam tabiki sesle kontrol edilebilen robot dedi (Nasıl yapılacağı hakkında hala fikrim yok:).) . Ondan sonra bizim çılgınca etkilendiğimizi görünce çizgide yürüyen robot dedi ve bunu kendi okulumuzda bile gördüğümüz için pek etkilenmedik. Bunu fark edince programlamayı size sadece temel seviyede değil orta düzeyde öğreteceğiz dedi ve can alıcı cümle, Bu kulüpten sonra evde kendi robotlarınızı yapacaksınız (bağımsızlığa yapılan vurgu çok kıymetli adam tam pazarlamacı). Referanslarını vermeye başladı şu kolejde çalıştığım çocuklar Tübitak'tan şunu bunu kazandı. Kulübe gelenler çoğu Elektronik, bilgisayar gibi mühendisliklere yerleşti (Veliden para alırken söylenecek sözler... Herkesin pazarlamacı olduğu bir ütopya yazma planım var aman hatırlatın!) . Yanımda oturan Sloukas ve Biri gerçekten etkilenmiş görünüyorlardı. Hatta Sloukas bunu alınca hayata önde başlayacağız zaten ingilizcemiz var gibi cümleler kuruyordu. Biri ise hayatının fırsatının bu olduğunu söylüyordu. Bilgisayarcı arkadaşımız Hundan Sonra ise biraz sonra çıkarılacak faturayı sezmiş ve savunma moduna geçmişti bile; bunlarla uğraşacağıma bilgisayarımdan web programla ile uğraşırım hiç değilse para kazanırım diyordu. Sloukas ise Hundan Sonra'ya geleceğini yakarsın mühendis olamazsın gibi şeyler söyledi. Bana niyeyse koçum diyip fikrimi sordu Sloukas. Benim yanıtım ise netti pahalıdır yahu. Yekten söylemek gibi bir özelliğim olduğunu bilirsiniz çoğu zaman bu sayede sinir bozucu olurum bu sefer de sinir bozucu olmaması gerekirken Sloukas'ın sinirleri yine bozulmuştu (Şartlı refleks olmuş adamda be!). Bana üç kuruş paranın hesabını yaptığımı bunun hayatımı değiştirecek şey olduğunu söyledi. 
      Konuşmacı adam konuşmasın sonuna gelmiş ve sorularımızı almaya başlamıştı. Her kolejde bulunan ikiz izcilerin sorusuyla salonda garip anlar yaşadı. Ücretini sormuşlardı ki bu çocuklar Şenlikköy'ün göbeğinde oturuyorlardı. Adam söyleyecekken müdür yardımcımız onu sonra açıklayacağız şimdi söylemeyelim dedi. Çok pahalı olacaktı çok. Sloukas'ın etkilenmesi ise sanırım kalıcıydı. Ne olursa olsun gideceğim diyordu. Biri de çok istekliydi (Şiir okumasıyla meşhur robotçu!). Evlerimize dağıldık.
      Ertesi gün 3000$ olduğuna yönelik rivayetler dolaştı. Bir çok kişi vazgezmişti bile. Hundan Sonra yine haklı çıkmıştı. Ondan sonra öğrencilerimiz arasında ayrımcılık yaratacağı ve zenginlere karşı bir nefret oluşturacağı gerekçesiyle iptal olduğunu söylediler. Tabii bundan önce kamuoyu yoklaması anlamında kaç kişi robotik kulubü istiyor diye parmaklı sayıp yaptırdıktan sonra. Bir rivayete göre tüm ortaokullardan sadece beş kişi istemediğini söylemiş. Böyle olunca da iptal etmişlerdi. 
      Biri ve diğer havesliler bunu unutma yolunu seçerken Sloukas ise bastırıyordu. Hangi okulda var başka parasını verip o okulda gideyim ben bunun için doğduğumu anladım gibi şeyler söylemiş hocaya. Hoca da başta tamam demiş ve adamların bağlantılı olduğu en yakın okulu söylemiş. Sloukas'ın annesi de gidip konuşmuş ve böyle bir şeye ancak okulumuzda okursa izin verebileceklerini söylemiş. Sloukas gitmeye hazırdı ama bizim niye olduğunu anlamadığım ama içten gelen gitme fikrimize kapılıp kaldı. Hayatının fırsatını kaçırdığını düşünüyordu o günden sonra bir daha fen dersini dinlemedi. Şu an da Gemi Güverte mi ne okuyor. Biri fotoğrafçılık okuyor. Hundan Sonra ise Mekatronik okuyor. Yani ben ve Hundan Sonra ulaşamayacağımızı anladığımız için dolambaçlı bir yoldan da olsa ulaşmayı tercih ettik ama zenginler ise o şey olmayınca ona direkt küstüler. Eğer Sloukas bunu günlerce konuşmasıydı belki de şu an Hukuk veya Psikoloji okuyor olacaktım. Önünüze fırsat diye sunulan ama ulaşamayacağını düşündüğünüz şeyler gerçekten fırsatımız olabilir unutmayın. Gemi Güverte okuyunca tekstilci olunuyormuş bir de unutmadan:).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder